iletişimin son derece hızlı gerçekleştirildiği bir çağdayız. An be an yeni bilgilerle karşılaşıyor ve bu bilgilere göre hızlı kararlar alıyoruz. Hayatımızı şekillendiren, düşüncelerimize, duygularımıza, inançlarımıza, eylemlerimize yön veren, her şeyi ile bizi etkisi altına alan bunca bilginin doğruluğu, yerindeliği, faydalılığı son derece önem arz ediyor.

Günümüzde iletişimin temel mekânı medya. Gazeteler, dergiler, TV, sosyal medya (facebook, twitter, bloglar vs) e-haber siteleri ve daha birçok çeşitliliğiyle bilgi bize özellikle medya aracılığı ile ulaşıyor. (Enformasyon) Bu şu anlama gelir: Çoğu zaman olayın, sözün, düşüncenin aslı ile karşı karşıya değiliz. Üretildiği bir kaynağı var ve bize bir aracı ile ulaşmakta; haliyle aracının bilgiyi doğru bir şekilde ulaştırması da yanlış bir şekilde ulaştırması da söz konusu olacaktır.

Eğer bilgiler bize gerçeği olduğu gibi yansıtacak şekilde ulaşıyorsa sorun yok; ama ya olmayan bir gerçekle, aslından saptırılmış bir gerçekle karşı karşıyaysak?

 Bilgilerin, onu taşıyanın önyargılarıyla, ideolojileriyle, yorumlarıyla vs. harmanlanarak bize ulaştırılma ihtimalini düşündüğümüzde, sapmış bir gerçeklikle karşılaşma olasılığımız oldukça yüksek.

Medyanın ne kadar sıklıkta yanlış bilgilendirme yaptığını anlamak için istatistiklere bakabiliriz. Medya Tekzip Merkezi, tüm ulusal gazete, dergi ve haber ajanslarını tarayarak; gazetelerin yayınladığı tekzipleri “tekzip”, “cevap ve düzeltme”, “yalanlanmış haber”, “düzeltme” ile “ihtarname” ana başlıkları altında raporladı.  Raporda, hangi gazetenin kaç tekzip yayınladığına dair istatistikler yer alıyor.

Gazetelerin 11 aylık peryotta (1 Ocak 2012 ile 9 Aralık 2012 arası)  tekzip raporu listesinin ilk 10 sırası şöyle:

Hürriyet: 54 (4 Tekzip, 7 Cevap ve Düzeltme, 17 Yalanlanmış Haber, 25 Düzeltme, 1 İhtarname)

Milliyet: 41 (2 Tekzip, 5 Cevap ve Düzeltme, 10 Yalanlanmış Haber, 24 Düzeltme)

Habertürk: 41 (1 Tekzip, 10 Cevap ve Düzeltme, 15 Yalanlanmış Haber, 15 Düzeltme)

Cumhuriyet: 36 (4 Tekzip, 6 Cevap ve Düzeltme, 4 Yalanlanmış Haber, 22 Düzeltme)

Sabah: 34 (3 Tekzip, 6 Cevap ve Düzeltme, 13 Yalanlanmış Haber, 11 Düzeltme, 1 İhtarname)

http://www.kritikanalitik.com/ne-kadar-yalan-o-kadar-tekzip/

Gerçeğin saptırılması ve yanlış bilgilendirilmekle ilgili olarak, kamuoyunun yanıltılmasında rolleri hayli fazla olan iki kavramdan bahsedebiliriz:

“Misenformasyon” bilginin gerçeği yansıtmayacak şekilde yanlış sunulması anlamına gelirken; eğer bilgi “gizli veya art niyetli olarak” (rekabet veya zarar vermek gibi amaçlarla) yanlış sunuluyorsa o zaman bu bilgilendirme şekline “dezenformasyon” denilir.

Kasıtlı veya kasıtsız olsun yanlış bilgilendirme sonrası sonuç aynıdır, gerçekler kirlenir, kararır. İnsanlara çarpıtılmış gerçekler sunulur, belki sonu vahim olacak yanlış düşüncelere inanmaları, yanlış eylemlere sapmalarına sebep olunur. Medya kasıtlı veya kasıtsız olarak yaptığı yanlış bilgilendirmeler sonrası bazen özür dilemekte, bazense özür bile dilememektedir. Bunca zararı verdikten sonra özür dilemenin anlamı var mı diye de ayrıca düşünmek gerekir. Yanlış bilgilendirmenin nelere sebep olabileceği hakkında aşağıdaki örneği inceleyebilirsiniz.

Sahte Twit ABD’yi karıştırdı

Uluslararası haber ajansı Associated Press’in (AP) Twitter hesabından yapılan açıklamada Beyaz Saray’da 2 patlamanın meydana geldiği ve ABD Başkanı Obama’nın yaralandığı duyuruldu. Ülkede büyük panik yaratan açıklama, Dow Jones Sanayi Endeksi’nin de 150 puan düşmesine neden oldu. Ancak gerçek kısa bir süre sonra ortaya çıktı. AP Sözcüsü Paul Colford, Twitter hesaplarının bilgisayar korsanlarının saldırısına uğradığını belirterek, gönderilen son dakika haberinin doğru olmadığını açıkladı.

http://www.ntvmsnbc.com/id/25437567

Kasıtlı olarak yanlış bilgilendirme (dezenformasyon) konusu başka bir dosyada incelenmişti. Peki, medyanın kasıtsız olarak yanlış bilgilendirmesine sebep olabilecek olan etkenler nelerdir

Kasıtsız olarak yanlış bilgilendirmeye sebep olabilecek olan en önemli etken aceleciliktir. Medyanın yayınlarını hazırlarken veya sosyal medya kullanıcılarının paylaşımlarını yaparken yeterince araştırmadan aceleyle hareket etmesi yanlış bilgi akışına sebep olabilmektedir.

Rekabet ortamındaki bir muhabirin diğer medya kanallarından daha önce haberi hazırlayıp yayınlaması gerekir. Bu da üzerinde bir baskı oluşmasına, aceleci tavır sergilemesine sebep olur.

Kendi üzerimizden düşünelim. Aktaracağımız bilginin doğruluğunu ne zaman sorgularız, ne zaman sorgulamaya gerek duymadan hemen aktarırız?

Örneğin bir bilgi çıkarlarımızla örtüşüyorsa o bilgi doğrudur. Veya ideolojilerimize, önyargılarımıza uygunsa doğrudur. Çıkarlarımıza, ideolojimize, önyargımıza uymadığında ise hemen eleştiririz, arka planda bir oyun olduğunu düşünür ve onun doğruluğunu sorgulamaya başlarız. İyi bir eleştirel medya okuryazarının ise her bilgiye dikkatle yaklaşması, tarafgirlik, peşin kabuller gibi engellerden soyutlanarak sorgulayıcı olması gerekir. Sevdiği bir odaktan gelen bilgiyi de sevmediği bir odaktan gelen bir bilgi kadar eleştirebilmesi gerekir. Yahut sevmediği bir odağın da doğru bir söz aktarabileceğini, doğru bir eylemde bulunabileceğini bilmesi ve ona uygun davranması gerekir.

“Ey iman edenler! Allah için adaleti (hakkı) ayakta tutan (hâkimler), adalet timsâli şahitler olun. Bir kavme duyduğunuz kin sizi adaletten sapmaya sevketmesin. Âdil davranın, takvâya daha yakın olan da budur. Allah’a karşı takvâlı olun (emirlerine uygun yaşayın). Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Maide 8)

Önyargılarımızla/ideolojilerimizle hareket etmemiz veya aceleci yaklaşımımız, medyada kasıtlı olarak yayınlanan yanlış bir  bilginin çok daha fazla insana ulaşmasına sebep olmaktadır. Dezenformasyon olarak (kasıtlı bir şekilde) başlatılan yanlış bilgilendirme, misenformasyon olarak (kasıtsız olarak, doğru zannedilerek) hızla yayılma fırsatı bulmaktadır.

Konuyla ilgili olarak örnek bir haber:

İddialara göre CNN muhabirinin Başbakan Erdoğan’ı “Avrupa’nın yeni Hitler’i” diyerek tanımladığı söylendi. Aslında meydanda bulunan ve kameranın kadrajına giren bir kişi tarafından söylendiği anlaşılan sözler CNN’in kendi görüşüymüş gibi sosyal medyaya yansıtıldı. Bu haber de sosyal medyada yayılarak büyüdü…

http://www.haber3.com/bu-dedikodu-twitteri-karistirdi-haberi-2019669h.htm#ixzz2ZqYJNIL9

Kişilerin çıkarcı yaklaşımı, önyargıları, ideolojileri gibi etkenler nasıl ki misenformasyona sebep olabiliyorsa bu etkenler aynı şekilde medyanın yayınları için de geçerlidir.

Medyanın bir odaktan çıkar elde ediyor olması veya çıkar elde etmeyi umuyor olması onun yaklaşımını etkileyecektir. Örneğin hükümet yanlılığından çıkarları olan medyanın hükümetin lehine olan ama aslında yanlış olan bir bilgiyi aktarması kuvvetle muhtemelken, hükümet karşıtlığından çıkarları olan medyanın da hükümetin aleyhine olan yanlış bir bilgiyi yayması muhtemeldir.

Sahip olduğu ideolojinin lehine veya sahip olduğu önyargıyı besleyecek nitelikte bir haberle karşılaşan muhabir karşılaştığı şeyi doğru kabul etmeye meyilli iken, ideolojisinin/önyargısının aleyhine bir haberle karşılaşan muhabir de reddetmeye meyillidir. Bu da hatalı / doğruluğu yeterince araştırılmamış bir bilginin yayınlanmasına katkıda bulunmaktadır.

Bir medya kuruluşunun kötü bir niyeti olmaksızın yanlış bilgilendirmede bulunmasına sebep olabilecek daha pek çok yan etkenden bahsetmek mümkündür elbette. Bu etkenlere eleştirel medya okuryazarlığı ile ilgili hazırlanan diğer dosyalarda da yer verilecektir. Yanlış bilgi akışıyla gerçeklerin örtülmesine sebep olan bu etkenleri iyice öğrenir kendi üzerimizde ve medya üzerinde yeterince farkındalık oluşturabilirsek, bu durumun bize ve çevremize vereceği zararları önlememiz de mümkün olacaktır.

İyi bir eleştirel medya okuryazarının medyadaki iletinin aceleyle veya dikkatsizce mi hazırlanmış, yoksa delilleriyle ve araştırılarak mı hazırlanmış olduğunu anlamaya çalışması gerekir. Bilginin onu aktaranın şartlarından, kültüründen, önyargılarından, duygu durumundan, duyarlılıklarından, ideolojisinden etkilenebileceğini, aktaranın ekleme, çıkarma ve yorumlarıyla farkına varmadan gerçekleri saptırabileceğini hatırında tutması gerekir.

Hayatımızın her alanında kritik analitik düşünebilen bireyler olabilmemiz dileğiyle…

evetama