[:tr]Okuduğunuz veya duyduğunuz haberlere hemen inanıyor musunuz? Yoksa gerçekliğini sorguluyor, doğruya ulaşmak için çaba sarf ediyor musunuz?

Yapılan birçok araştırmada “medyaya güveniyor musunuz?” sorusuna anket’e katılanlar yüksek oranda “Hayır” cevabı veriyorlar.*

Bu güvensizliği ve kuşkuculuğu yaşıyor olmamıza rağmen eğer temellendirmez isek bize çok faydası olmayacaktır. “Temellendirilmiş bir kuşkuculuk” ise konuyla ilgili düşünme haritalarına / zihin haritalarına sahip olmakla mümkündür.

Bu makalede kritik ve analitik düşünmenin temel konularından biri olan “sağlam kaynak” konusuna değinilecek ve medyada kaynak güvenilirliği nasıl anlaşılır konusu incelenecektir.

Kaynak güvenilirliği konusunda bilgiyi aldığımız kaynakla ilgili aşağıdaki düşünme haritasını kullanabiliriz.

  • Bilgiyi aldığımız kaynak konuyu iyi bilen birisi midir, bilgi verdiği konuda yetkili midir?

Medyada her zaman konunun uzmanına mikrofon tutulmaz; konu hakkında yeterince bilgisi olmadığı halde popüler/tanınmış kişilerin, güç sahiplerinin konuyla ilgili düşünceleri aktarılabilir. Medyanın uzmanlardan bilgi aktarma duyarlılığını göstermesi beklenir; ancak medya bu duyarlılığı göstermiyorsa medya takipçilerinin bunu fark etmesi ve aktarılan bilgiyi uzmanından gelmediği bilinciyle değerlendirmesi gerekir.

  • Dikkatli bir araştırma yapılmış mı?

Bilgiyi aktaran kaynak konunun uzmanı bile olsa, gözlem kapasitesi (olaya yakınlığı, konuya hâkimiyeti, zihni durumu) yetersiz olabilir. Verdiği bilginin güncelliği, bilgi toplarken kullandığı yol ve yöntemlerin uygunluğu, yeterince araştırma yapıp yapmadığı, delilli mi yoksa delilsiz olarak mı bilgiyi aktarıyor olduğu önemlidir.

Bir konuda otorite olan kişilerin bile bazen çevresindekilere sağlam bilgiler veremediği gözlenir. Bunun sebebi aceleyle yargılama yapmaları ya da onların bilgi aktardığı kaynakların güvenilir olmaması olabilir. Olayların hızla geliştiği ve medyanın bunu zamanla yarışırcasına en hızlı şekilde izleyicisine ulaştırma gayreti düşünüldüğünde dikkatsiz elde edilen bilgilerle sıklıkla karşılaşılabilecektir.

  • Diğer insanlar bilgi aldığımız kaynağa güveniyor mu, yalan söyler mi?

Alanında uzman olanların dostça görünüyor olsalar bile bazen kasıtlı aldatma veya çarpıtma yoluyla geçerli bilgiler vermeyebileceği de bilinmelidir.

Her haberci dürüst değildir. Bazı gazeteciler hikâyeler uydurur; zira insanlara ilgi çeken konularda yeni haberler sunmak zorundadırlar. Bazı medya mensupları insanları aldatmak için içeriği ve fotoğrafları fark edilemeyecek şekilde manipüle edebilir, yani üzerinde değişiklik yapabilirler.

Tüm bunlar zaman içinde ilgili medyanın güvenilirliği konusunda bir ün oluşturur. Bilgi kaynağının ününü öğrenmeye çalışmak, başkalarının o kaynak hakkındaki eleştirilerini dikkate almak faydalıdır.

Bilgi kaynağının, güvenilir diğer kaynaklar tarafından güvenilirliğinin doğrulanması önemsenmelidir.

  • Başkaları da bilgi kaynağıyla aynı düşüncede midir? Bilgi kaynağının tutarlılığı?

Aktarılan bilginin diğer uzmanlarca desteklenip desteklenmediğine, doğrulanıp doğrulanmadığına bakmak da bilgi kaynağının güvenilirliğini anlamak açısından fikir verici olabilir. Aktarılan bilgi diğer kaynaklarda nasıl veriliyor? Gazete ya da televizyondaki diğer kaynakların içerikleriyle uyumlu mu? Eğer birbiriyle çelişiyorsa dikkatli olunmalıdır.

  • Kaynak bilgiyi başka birinden almış ise bilginin alındığı ilk kaynak güvenilir midir?

Birincil kaynaklar bir olayı yaşayan, gören ya da gerçekleştiren kişiler veya bir fikri ilk ortaya koyan uzmanlardır. İkincil kaynaklar ise bunları aktaranlardır. Birincil kaynaklar ikincil kaynaklara göre daha güvenilirdir. Eğer bilgi ikincil kaynaktan alınıyorsa, ikincil kaynağın güvenilirliği ile yetinilmemeli, bilginin alındığı ilk kaynağın da güvenilirliği sorgulanmalıdır.

  • Bilgi kaynağının aktardığı bilginin bir amacı olabilir mi?

Aktarılan bilgi sizi ilgilendiriyor mu? Bilgilendiriyor mu? Eğlendiriyor mu? Yönlendiriyor mu?

Bazı yayınlar sadece kafa karıştırmayı amaçlar. Bir şeyleri satmaya ya da desteklemeye çalışır.

Bazı yayınların üslubu öfkeli, suçlayıcı ya da fazla eleştirelse bu, o yayınların mantıklı bir tartışmadan çok saldırı amacıyla yapıldığı fikrini akla getirir.

Medya yayınlarında bilgi aktarımı yapılan ve bu bilginin oldukça süslenerek aktarıldığı alanlardan biri de reklamlardır. Reklamlarda bizler farkına varsak da varmasak da birçok bilgi ile karşılaşırız ve bunların çoğuna inanırız veya bilinçaltımızda yer veririz.

Örnek olarak aşağıdaki reklam videosunu inceleyebilirsiniz. Burada bazı araştırma sonuçları yer almakta ve bu araştırma sonuçlarının kaynağı ise 2.dk 7. saniyede alt yazı olarak verilmektedir. Reklamda verilen bilgilerin çokluğunu ve çeşitliliği; ayrıca hızla geçen bu kaynak bilgisininin ne kadar önemseniyor olduğunu / önemsediğimizi “reklamlar ve kaynak güvenilirliği” çerçevesinde inceleyebilirsiniz:

 

  • Bilgi kaynağının bir çıkar sağladığı kuruluşlar var mı? (reklam/menfaat)

Medya kuruluşlarının vereceği kararları ekonomik çıkarlar etkileyebilir. Destek aldığı veya desteklediği sermaye grupları medyanın yayınlarını etkileyecektir. Örneğin yayın kuruluşu sahiplerinin gelirlerini olumsuz yönde etkileyecek haberler o medya kuruluşunun haberleri arasında yayımlanmayabilir. Medya kuruluşları para kazanmak zorundadır ve bu paranın çoğunu reklamlardan alır. Tabii ki şirketler ürünlerini veya çalışma yöntemlerini kötü gösterecek programlara sponsor olmayı istemez. Eğer bir medya kuruluşunun yayımladığı programı beğenmezlerse reklamlarını başka bir yere verebilirler. Bu nedenle editörler sponsorun adını lekeleyebilecek haberleri yayımlamaktan kaçınabilir.

  • Bilgi kaynağı bağımsız mıdır?

medyadakaynakguvenilirligiMedya kuruluşları bir partiye, hükümete veya herhangi bir gruba/güç odağına ait olabilir veya bunlarla yakın ilişkisi olabilir. Bu aidiyet veya ilişkilerin varlığı, yayınların içeriğini etkileyebilir.

Bu şekilde güç odaklarıyla / gruplarıyla veya hükümetle yakın ilişkide olan medya kanallarının yayınları, kendisine yakın oldukları grubun menfaatleri doğrultusunda şekillenebilir.

9.  Bilgi kaynağının bakış açısında taraflılık var mıdır?

Bilgi kaynağının konuyla ilgili beklentisi, yani neyi görmeyi umduğu önemlidir. Bilgi kaynağının bilgi verdiği konudaki duyguları ve önyargıları, aktaracağı bilgiyi de etkileyecektir. Gerçekler apaçık ortada olsa bile bunların nasıl sunulacağı gazetecinin/yazarın/editörün bakış açısına ve önyargılarına bağlıdır. Hangi gerçeklerin dâhil edileceğine, hangilerinin çıkarılacağına içeriği hazırlayanlar karar verir. Bakış açısı veya önyargılara göre bazı şeyler öne çıkarılıp bazı şeyler gizlenebilir.

Uluslararası haber kaynaklardaki tekel ve dezenformasyon

Uluslararası medyada güvenilirliği etkileyen en önemli etkenlerden biri haberin üretimi ve dağılımındaki dengesizliktir. Teknolojik olarak önde olan zengin ve güçlü ülkelerden veya sermaye gruplarından az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere kadar olan haber akışında, birkaç dev örgütün dışında pek çok ülke uluslararası haber üretmek, dağıtmak muhabir temin ve istihdam etmek, gelişmiş teknolojik imkânları kullanmak ve tüm bunları finanse etmekte yetersizdir. Uluslararası medyadaki bu durum yerel bazda da geçerlidir. Gelişemeyen ülkeler ve halkları bu dev kuruluşların ve devletlerin haber kaynaklarına bağlı kalmaktadırlar.

Güçlü bir ağa sahip olan bu örgütler kendi menfaatleri doğrultusunda güçlerini siyasi ve ekonomik çıkarlarının sürdürülmesi yönünde kullanmaktadırlar. Ekonomi, politika, eğitim, enerji, askeri vb. konularda bazen abartılı bazen gerçekleri gizleyen haber yapılması ve bilgi akışı sağlanması uluslararası haber kaynaklarını güvenilmez hale getirmektedir.

medyadakaynakguvenilirligi2Dünyada dolaşan haberlerin çoğu, büyük dev haber ajansları ve kuruluşları (AP, REUTERS, AFP, CNN, BBC) aracılığıyla dağıtılmaktadır. Medyayı yönlendirenler, kendilerini ve müttefiklerini iyi niyetli, kahraman olarak nitelendirirken; rakiplerini ve düşmanlarını ise hain, alçak, güvenilmez olarak gösterebilmektedirler. Sonuçta oluşturulan algılarla bilgi ve haberler izleyicilere/okuyuculara uluslararası haber kaynakları ve dağıtıcılarının gözüyle yansıtılmaktadır.

Dünyada dolaşan haberlerin çoğunluğu dev organizasyonlar tarafından kontrol edilmektedir. Bunların çoğunluğu;

Amerikan        Associated Press ( AP )
İngiliz             Ruters
Fransız           Agence France Press ( AFP ) aracılığıyla

Yani New York, Londra ve Paris tarafından yapılmakta ve görüntüler Amerikan CNN ve FOX TV, İngiliz BBC ve ITN gibi kanallarla yayılmaktadır.

Örnek 1

AFP‘nin 165 ülkede 116 bürosu ayrıca 50 temsilciliği vardır. AFP’nin müşterileri arasında 650 gazete, 200 TV şirketi, 400 radyo, 100 ulusal basın ajansı ve medya dışından 2000 abone (bankalar, şirketler, çeşitli devlet kuruluşları, bakanlıklar..vb) bulunmaktadır. Böylece ajansın yayınları, abone ajansların da aracılığıyla dünya üzerinde 7.600 gazeteye, 2500 radyoya ve 400 TV şirketine ulaşmaktadır.**

Örnek 2

Körfez savaşı sırasında belirli bir zaman dilimi içerisinde, değişik kesimlere hitap ettiği düşünülen 5 gazetedeki (Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet, Sabah, Zaman) haberler incelenmiştir. Toplam savaş haberlerinin % 63.55’inin yabancı kaynaklı olduğu, bunların da çoğunlukla Associated Press (AP), Reuters ve Agence France Press (AFP) kaynaklı olduğu görülmüştür. Yerli kaynaklar içerisinde Anadolu Ajansının (AA) önemli bir yeri vardır; ancak AA’nı gazetelere gönderdiği haberlerin %73,6’sı kendi kaynaklarının haberi değildir.**

Sosyal medya ve kaynak güvenilirliği

Sağlam kaynak konusuyla ilgili olarak sosyal medyanın güvenilirliği de oldukça önem arz etmektedir. Günümüzde birçok insanın en az bir adet sosyal medya hesabı bulunmakta; bu hesabından sık sık bilgi paylaşmakta, aynı zamanda başkalarının paylaştığı bilgilere de bu yolla ulaşabilmektedir. Medyada yapılan bir yalan/hatalı/manipüle haber sosyal medyada çok çabuk ifşa edilebilmekte, dalga dalga yayılarak alay konusu olabilmektedir. Ancak bunun tersi de mümkün olup, bir haber yalan/hatalı/manipüle bir içerikte olduğu halde sanki doğruymuş gibi sosyal medyada çok çabuk alıcılarını bulmakta, dalga dalga geniş kitlelere ulaşabilmektedir.

Arama motorları ve internet sitelerinde kaynak güvenilirliği

Günümüzde insanların bilgiye ulaşmakta en sık faydalandığı araçlardan biri de internetteki arama motorlarıdır. (Google vb.) Bir taraftan işimizi kolaylaştıran bu aracılar bir taraftan da sistematik olmayan bir şekilde bilgileri bize ulaştırmaktadırlar.

Arama motorları web sitelerini araştırarak sayfa içeriklerini veri bankalarına kaydederler. Kullanıcı, anahtar kelimelere göre arama yaptığında arama motoru bu kelimelerin tamamını ya da bir kısmını içeren sayfaları kullanıcının karşısına getirir. Üst sırada hangi siteler çıkarsa o sitelerin bilgi kaynağı olarak kullanılma ihtimali de artacaktır. Ancak bu sıralama güvenli olanları üstte, güvensiz olanları altta olacak şekilde değil, reklam verenleri veya popüler olanları üstte diğerlerini altlarda çıkaracak şekilde gerçekleşmektedir. (tabii sıralamayı etkileyen başkaca faktörler de bulunmaktadır)

İnsanlar kendileri için son derece önemli konulardaki araştırmalarını bile bu arama motorlarını kullanarak gerçekleştirirken eğer dikkatli olmazlarsa ve sağlam kaynak konusunda yeterli farkındalığı/kaygıyı taşımazlarsa kolaylıkla hatalı olarak bilgilenebilmektedirler. Örneğin; dini bir konuda sorusuna cevap arayan kişi arama motorunda karşısına çıkan başlıklarla yetinebilir veya arama motorunun ona sunduğu ilk sitedeki bilgiyle yetinebilir. Ya da önüne sunulan sitelerden 5-10 tanesini inceleyip bir kanaat sahibi olabilir; hem de yeterince araştırma yaptığını zannederek.

İnternetteki sitelerin hepsinin güvenilir olmadığı bilinmelidir. Yanlış veya eksik bilgiden korunmak için özellikle önemli konulardaki soruların cevapları mümkünse sahih kaynaklardan/güvenilir âlimlerden alınmalı, arama motorlarını kullanarak edinilen bilgilerde ise bilgiyi aktaran sitenin güvenilirliği sorgulanmalı; aktarılan bilginin kaynaklarına muhakkak bakılmalıdır.

İngiltere’de Brighton Üniversitesi’nde başlayan bir tartışma çağımıza damgasını vuran ‘google’ arama motorunu hedef alıyor. Uzmanlar ‘Bilgi için ‘google’a bakmak sürekli hamburger yemek kadar tehlikeli’ diyor. Yeni nesil öğrenciler bilgiyi nereden geldiğini bilmeden ve üzerinde düşünmeden kullanıyorlar. Bu da, onların beyinsel faaliyetlerini ve düşünme kapasitelerini köreltiyor. Medya uzmanı Brabazon, kendi öğrencilerine okuldaki ilk yıllarında google ve wikipedia’yı kullanmayı yasakladığını belirtiyor. Uzman ‘Öğrenciler bilgi çağında yaşıyorlar, ancak doğru bilgiden yoksunlar’ şeklinde konuştu.

http://www.akradyo.net/0177920848,9124,10,Internet-ogrenciyi-aptallastiriyor.

 Sonuç olarak diyebiliriz ki medya takipçilerinin sağlam kaynaklardan bilgi alabilmeleri için bilgiyi aldıkları kaynağın güvenilirliğini dikkatle incelemeleri, sorgulamaları gerekir. Tabii bu sorgulamayla ilgili olarak yaygın yaşanan bir sorun, bilgi alınan kaynağın yeterince sorgulanmadan, sadece bir veya birkaç faktörün göz önüne alınarak bilgi kaynağına güvenilmesi ve böylece yanlış bilgilerin doğru olarak kabul edilmesidir. Doğru yaklaşım ise kuşkuculuğumuzu temellendirecek eleştirel yaklaşımı öğrendikten sonra bu yaklaşım eşliğinde daha geniş bir sorgulama yapmaktır

Bu makalenin ilk kısmında verilen “düşünme haritası” geniş bir sorgulama yapmamız hususunda bize yardımcı olacaktır.

Bize sunulan her bilgiye inanmamak akıllıca bir davranış olsa da, bu hiçbir şeye güvenemeyeceğimiz anlamına gelmez. Tabii ki bir yandan açık fikirli olurken diğer yandan dengeli ölçüde şüpheci olmak yerindedir.

Bilgileri aldığımız “Medya Kaynağının Güvenilirliği”ni titizlikle sorgulamalı, eksik veya yanlış bilgileri bize sunarak bizi yanlış düşüncelere sürükleyen veya sunduğu bilgiler doğru olsa dahi arka planda bizi manipüle etmeye çalışan kaynaklara itibar etmemeliyiz.

Kaynaklar

1. Eleştirel düşünme öğretimi etkinlikleri, Ahmet Kurnaz
2. * Pew Research Center, 2011 araştırmasına göre medyanın olayları doğru olarak yansıttığına dair inanç, 1985 yılında %55 seviyesinde iken bu durum 2011 yılında %25’e düşmüştür. Basın kuruluşlarının güçlü kişi ya da kuruluşlardan bağımsız hareket ettiklerine dair inanç 1985’de %37 iken, bu durumun 2011 yılında %15’e düşmüştür. Medyanın olayları taraf tutmadan yansıttığına dair inançlar 1985 yılında %34 iken, bu durum 2011 yılında %16’ya gerilemiştir. Türkiye de de yapılan anketlerde benzer sonuçlar görülmektedir. Örneğin, uluslararası araştırma şirketi The Gallup Organization Europe, AB ülkeleri ve Türkiye’de yaptığı ankete göre Türkiye’de orduya güven %86, hükümete güven %60 iken, medyaya güven %25’lerde geziniyor. Yazılı basına güven 2004 yılında %34 iken, 2006 da %25’lere düşmüş durumda
http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=2479
3. **Uluslar arası iletişim düzeni bağlamında Türk basını ve haber kaynakları, A. Bengü Nara, S:41,42,70,71
4. http://www.jw.org/tr/yay%C4%B1nlar/dergiler/g201312/medyaya-g%C3%BCvenebilir-misiniz/[:]

evetama