Gebze İlim Kültür ve Çevre Derneğinin aylık düzenlediği halka açık konferanslarında Aralık ayının konuşmacısı Mısır ve Ortadoğu Uzmanı Ömer ÖZDİNÇ’in sunumu ile “Mısır ve Ortadoğu’daki Son Gelişmelerin Kritiği” konu edildi.

Sunumun ilk bölümünde Ortadoğu nedir? Nereye göre doğudur? soruları sorularak tanım üzerinde düşünce çalışması yapıldı. Ortadoğu benzetmesinin yanlış olduğu, aslında her ülkenin merkezde bulunduğu, bu şekildeki bir benzetme ile Batı tarafından yakın zaman önce bir algı meydana getirildiği anlatıldı. Sömürgeci zihniyetin bir ülkeye girdiğinde ilk olarak yaptığı icraatın o ülkenin dilindeki değişimleri yapmak olduğu böylelikle kültür emperyalizmi ile ülkelere hakim olduğunun altı çizildi.

Genel prensipler çerçevesinde, usul yönünden analiz için temel kaideler ortaya konularak, önemli ülkelerde cereyan eden olayların büyük güçlerden bağımsız olmadığını, devletler arası ilişkilerin somut fayda-zarar üzerinden işletildiği, cepheleşmelerin izlenmesi gerektiği, halk kahramanları olarak sunulan kişilerin tetikleyici değil kolaylaştırıcı olduğu ve belli güçlerin kontrol ettiği medya davranışları üzerinden gelişmelerin okunabileceği anlatıldı.

Gelişmeleri etkileyen faktörlerin karşılıklı etkileşimine dayalı olarak toplum, konjonktür, coğrafya, tarih, hammadde ve enerji ile üretim ve finansa dayandığı; Türkiye’nin tarihsel birikimi, enerji koridoru olması ve genç nüfusunun tüketim ve üretimdeki rolünün bölge olaylarında etkili olduğu vurgulandı. Mısır örneği verilerek Nil Deltasında özel bölgelerin Avrupa nüfusu için tahsis edilerek organik tarım ürünlerinin yetiştirildiği ve bu nedenle Avrupa için önemli ülke olduğu belirtildi.

Analiz yaparken bazı noktalara dikkat edilmesi gerektiği, bunların indirgemecilik, genelleme hastalığı, ebed müddet stratejilerin olmadığı, medyatik manipülasyonlar, duygusal reaksiyonlar ve duyarsızlaşma, siyasetten yüksek beklenti olarak sıralandı.

Sunumun ikinci bölümünde Ortadoğu geneliyle ilgili analiz çerçevesine geçildi. Bölgede İngiltere’nin etkisinin gözden kaçırıldığı, İran ile ABD arasında yapılan Cenevre anlaşmasının sıradan bir anlaşma olmadığı, bölgenin gidişatını değiştirmek için yapılmış bir hamle olduğu, Türkiye’deki bazı olayların da bununla bağlantılı olduğu anlatıldı. Ayrıca Almanya’nın Rusya’nın enerjideki stratejik ortağı olduğu, Ortadoğu konusunda enerji alanında birlikte hareket ettikleri, hammadde ve enerjiye ihtiyacı olan Çin’in Ortadoğu’ya girmesine karşı büyük ülkelerin engel olmaya çalıştığı aktarıldı.

Konferansın özel konusu olan Mısır detaylandırılarak insan özellikleri, toplum yapısı, coğrafi konumu anlatıldı. Bir Mısırlının genel olarak 5 şey ile tanımlanabileceği, bunlardan Mısır’ın Dünya’nın Anası konumunda görüldüğü, Nil’in önemli olduğu, Ezher Üniversitesinin ilmin beşiği olarak bilindiği, temel gıdanın bakla olduğu ve sıcakkanlı/espirili olarak tanındıklarını aktardı. Tarihsel süreçte sosyo-siyasal olarak Milattan öncesinden günümüze tarihsel serüveninin anlatıldığı bölümde, Mısır’daki Batı hayranlığının üst düzeyde olduğu, bunda önce İngilizlerin sistematik sömürgeciliğinin rol oynadığı, hatta alınan borçlar neticesinde İngiliz hükümetinin İngiliz Maliye bakanı atadığı anlatıldı. Halkın meydanlara inmesinin yeni olmadığı, daha önceki süreçlerde 80 yıllık bir alışkanlık olduğu aktarıldı. Yakın zamanda yaşanan olayların daha önce de Mısır tarihinde yaşandığı, İhvan hareketine halk desteğinin %20-30 civarında olduğu, bu olaylardan sonra İhvana karşı bir nefret ve terörist damgası yapıştırıldığı, algının Batı lehine çevrildiği, halkın duyarsızlaştırıldığı bilgisi verildi. 2 saat süren konferans soru ve cevap bölümü ile sonlandı.

Not: Web sitemizdeki alıntı haber ve yorumlara, kayda değer bilgi veya farklı bakış açıları içerdiği için yer verilmektedir. Alıntılanmış olması, tamamının doğru veya onaylanmış olduğu anlamına gelmemektedir.

evetama