“Şu anda Türkiye’de 13 kadar dış ülke medya aracılığı ile Psikolojik savaş yürütmekte.” Bülent ORAKOĞLU (10 yıl kadar önceki bir konuşmasından).

Yüzlerce kanal var, 13-23 çok da önemi yok demeyiniz, o yüzlerce kanalı şekillendirenler, sadece 3,5 güçtür. Teferruat, bilâ ihtiyaç.

Bir haber; (ve o haberin benzerleri)

1- Ana haberlerde yer alıyor ise,

2- Çok sık benzer içeriklerde tekrarlanıyor ise,

3- Benzer veya zıt görüşlü (zıt görüşlü imiş gibi görünen) medya arasında dahi paslaşılarak belli aralıklarla yer alıyor ise,

4- Noktasına virgülüne dokunulmaksızın, alındığı gibi kopyala-yapıştır yayına veriliyor ise,

5- Bir gerçekliğe dayanmıyor (kurgu haber) ise,

6- Haberin zamanlaması dikkat çekici ise (haber niçin dün veya yarın değil de bugün verildi?)

7-Haberden ziyade yorum içeriyor ise,

8-Toplumu DOĞRUDAN ilgilendirmiyor ise ( Kaç kişiyi DOĞRUDAN ilgilendiriyor/Toplumun genelini ilgilendiriyor mu? ),

Bu bir PSİKOLOJİK SAVAŞ UNSURUDUR/GRİ PROPOGANDADIR/OPERASYONEL HABERDİR, HABER DEĞİL YÖNLENDİRME/ MANİPÜLASYONDUR. Yani Psikolojik Savaşın bir parçasıdır. (Bu Psikolojik Savaş, her savaş gibi, iyilik/hayır istikametinde yapılırsa iyidir, şer istikametinde yapılırsa kötüdür, iki yönü de vardır. Fakat, savaşta düşman aldatılabilir, dost aldatılmaz değil mi?)

Bu OPERASYONDA , haberi geçen medyanın “kimisi başrolde, kimisi yoldan geçerken sete uğrayıvermiş, kimisi dublör, kimisi suflör , bazısı figüran, bazısı en iyi yardımcı, bir kısmı ise mâsum Anadolu’nun saf çocuğu ( hâza Müslüman kardeşimizdir yani ) rollerde olabilir. (İyiniyet, her işde gereklidir, ancak “tek başına” yeterli olmayabilir/olmaz. )

Aşağıda Şekil-1 de bir haber yer alıyor.

Bu haberin amacı nedir, yapmak istediği dezenformasyon nedir,varmak istediği sonuç nedir, ( özellikle küresel şer güçlerin Müslümanla Müslümanı kırdırma planını iyice uygulamaya başladığı şu günlerde ), bu tür medya yoluyla yapılan savaşlarda müşteriler/muhataplar kimdir, yukarıdaki kıstaslarla düşünmekte fayda var. ( BUNA BENZER OLARAK LİBYA, SURİYE, İRAN, ASKER, EKONOMİ, TERÖR, VS VS vs. haberlerini bir de bu açıdan değerlendirmekle kaybımız az, kazancımız çok olacaktır. )

Küresel oyunda güçler, politikalarını –ÖRNEĞİN- sağ kesime benimsetmek için SAĞ MEDYAYI, sol kesime benimsetmek için SOL MEDYAYI kullanırlar. Sol kesimden kitlelere, sağ çizgideki bir medya ile ULAŞAMAZLAR. Sağ kesimden kitlelere de, sol çizgideki bir medya ile ULAŞAMAZLAR (Veya sağmış gibi, solmuş gibi görünen medyayı). Çünkü, medya KİTLELERE hitap eder ve kitleler, ”kendisine ait hissetmediği medyayı” sıklıkla okumazlar, okusalar da redde hazır olarak okurlar. Bu sebeple, bir kitleye hitap etmek/yönlendirmek isteyenler, onların kılığına girerler (İstisnalar kaideyi bozmaz). Yani siz onun “ayağına bakarken, tokadı yemiş olursunuz”.

Bu hususların tamamı, karşıt görüşlerdeki medya ve kitlesi için de geçerlidir. Zaman zaman, örneğin sol kitle, iktidarın irticayı hortlatacağı paranoyası ile avutulduğu, bu paranoyadan başka malzemesi olmadığı ve emperyalizme isyan edecek sinir uçları da ustaca törpülendiği için, zaten etkisiz eleman olarak beklemededir/bekletilmektedir. Ne zaman ki sağ kitle ve iktidar hiza istikameti bozarsa, o vakit sol kitle ve medyası üzerinde aynı tip çalışmalar hız kazanır. Nitekim hazır kıta beklemektedir. Dün örneğin 12 Eylülcülerin eteğini öpen boyalı medyanın yönetmenleri, bugün bize ne hikmetse “demokrasi, kardeşlik, halklara özgürlük” dersleri vermektedir.

Hiçbir zaman “benim medyam dürüsttür, onun medyası sahtekardır” önyargısına kapılmaksızın, “sadece ve sadece gerçeği aramak için eleştirel ve çözümleyici bir bakış açısı” gerekli kanısındayım. Çünkü “benim medyam dediğimiz medya dahi bilerek yahut bilmeyerek”, farkında olarak veya olmayarak hayırlı olmayan bir işe alet olmuş olabilir.

Hatta “felanca hakiki dostumuz/dostlarımız o medyada köşe yazıları yazıyor, programlara çıkıyor, sesimiz o medyada duyuluyor, yolumuzun büyüklerinin haberleri çıkıyor, şer güçlere de iyi şamar çakıyor” gibi mülahazalar da kimseyi tuzağa düşürmemeli. (Evet o dost yazarlar doğru yazar, evet olumlu haberleri vardır, evet bazen sesimizi/programlarımızı da duyuruyordur (Allah cc ecirlerini zayi etmesin ) evet, evet, evet. Amma, soruyorum, zaten bunlar olmasa siz o medyaya itibar eder misiniz?) Yalanın en tehlikelisi “içinde doğrusu en çok olanıdır”.

KURAL 1: ”Hiçbir medya patronu, trilyonlarca parayı, yazarları “kişisel görüşlerini” yazsınlar diye harcayacak kadar hayırsever, barışsever, bonkör değildir.
KURAL 2: Medya sadece “haber verme kaynağı” değil, çoğunlukla “kitleleri ikna ve manipülasyon sanatıdır”.

ŞEKİL-1:HABER:

“İngiliz SKY haber kanalı, Türkiye’deki İsrail ve batılı ülkelere ait hedeflere saldırı planlayan İranlı gizli bir terör şebekesinin tespit edildiğini iddia etti.

Kanalın savunma ve güvenlik editörü Sam Kiley’in özel haberine göre, istihbarat kurumlarının belirlediği “teröristler”, İran devrim muhafızlarına bağlı olduğu ve özel operasyonlar yaptığı ileri sürülen Quds Tugayı’nın gizli teşkilatı ‘Birim 400’ bünyesinde görev alıyor. Quds Tugayı’nın İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in komutasında olduğu öne sürülüyor.

Haberde, ismini açıklamak istemeyen bir istihbarat görevlisinin şu ifadelerine yer verildi: “Birim 400, son birkaç ay içerisinde, Türkiye’deki İsrail, Musevi ve batılı ülkelerin aralarında bulunduğu hedeflere yönelik bir saldırı hazırlığında. Bize göre hazırlık prosedürleri ileri aşamada ve birimin niyetleri yakında gerçeğe dönüşebilir. Birim 400, İsrail ve ABD’nin, nükleer programı sebebiyle Tahran’a yönelik gittikçe artan hava saldırısı tehditlerine karşı, dünyanın her yerinde saldırılar düzenlemek ve İran’ın asimetrik gücünü göstermek amacını güdüyor. Avrupa ülkelerinde de saldırı planları yapıyor.”

SKY televizyonunun elde ettiği belirtilen 53 sayfalık dosyada, Birim 400’ün kumandanlarının Hamed Abdellahi ile İran İstihbarat ve Güvenlik Bakanlığı eski bakan yardımcısı Majid Alavi olduğu kaydediliyor.” Kaynak. CHA.

 

Ve KOPYALA –YAPIŞTIR ( yukarıdaki kuralların çoğuna uyacak şekilde ) paylaşanlar:

http://www.cihan.com.tr/caption/-Turkiye-deki-hedeflere-saldiri-planlayan-Iranli-teror-birimi-belirlendi–CHNjY4NzM4LzQ=

http://www.aktifhaber.com/turkiyeyi-sarsacak-sok-iran-iddiasi-580125h.htm

http://zaman.com.tr/haber.do?haberno=1266652&title=turkiyedeki-hedeflere-saldiri-planlayan-iranli-teror-birimi-belirlendi

http://www.sabah.com.tr/Dunya/2012/03/31/ingiliz-tvden-sok-iran-iddiasi

http://www.haberturk.com/dunya/haber/729672-iran-gizli-tugayi-turkiyedeki-hedefleri-vuracak

http://yenisafak.com.tr/Dunya/?t=31.03.2012&i=375598&k=d1

http://www.haber3.com/uluslararasi-operasyonlari-dogrudan-ayetullah-ali-hameney-kontrol-ediyor-1268839h.htm

ve benzerleri…

****(Konuyla ilgili farklı bakışlar için bakılabilir.

http://www.analitikbakis.com/NewsDetail.aspx?id=41798

https://www.kritikanalitik.global/musluman-avlamak-icin-musluman-kullanmak/ )

PRATİK

AKRA FM web sayfasında bir süredir gündemde tutulan “Sağduyulu İttifak “ haberi ne tür bir haberdir diye soralım.

http://www.akradyo.net/4522445392,60860,6,SAGDUYULU-ITTIFAK-CAGRISI.aspx

1-Ana haberdir

2-Sıklıkla tekrarlamaktadır.

3-Zamanlaması dikkat çekicidir

4-Haberden ziyade yorum içermektedir.

Bu unsurlarıyla bu haber Propoganda haberin bazı şartlarını taşır görünmektedir.(Diğer şartlarını taşımamaktadır.)

Bundan daha önemlisi Akra Fm bunu BİR HABERMİŞ GİBİ SUNMAMAKTADIR. Olayın zamanı, amacı, tarafları, mesajın içeriği DOĞRU, DÜRÜST, AÇIK, ANLAŞILABİLİR, ALDATICI OLMAYAN niteliktedir. Haberin NE DEDİĞİ İLE, NE DEMEK İSTEDİĞİ AYNIDIR VE AÇIKTIR. ( Netice olarak bu haber, zaten İYİLİĞİ yaymakta ve bir başkasına BİR İSNADDA/saldırıda BULUNMAMAKTADIR ) Bir tavsiye, yorum ve ( iyiliğe, birliğe çağrı ) ikna olduğu, makul orta zekalı her okuyucu tarafından algılanabilmektedir.

Sair haberleri de rahatlıkla kurallara, ölçeğine vurarak sorgulayabilirsiniz, sorgulayın. KAD ölçeğine vurunuz. Gocunacak, saklayacak, çekinecek, utanacak bir şeyi yok yayıcının biiznillah. Zaten siz sormazsanız, birgün bir Molla Kasım gelir sorar. O sormadan biz cevabı hazırlayalım, ki feraset ona densin.

Sahtekarlık; bir propoganda / operasyon unsurunun “HABERMİŞ GİBİ” okuyucu kitleye sindirtilmesidir, okuyucunun aldatılmasıdır. Böylece medya kendi kitlesine/müşterisine SAHTE ÜRÜN sunmakta ALDATMAKTADIR. Bu tür bir haberin sonradan gerçek dışılığının ortaya çıkması bile durumu düzeltememekte, zihinlerde istenen algı yer etmiş olarak kalmaktadır.

Medya kritiğine niçin ihtiyaç duyuyoruz?

Takip ettiğimiz, zaman ayırdığımız, ÖMÜR SERMAYEMİZİ tükettiren, bizi insanlarla dost veya düşman eden medyayı teşhis etmemiz HAYATİ öneme sahiptir. Ayrıca sağduyulu yayın yapan yayın organlarının KIYMETİNİ DE BELKİ ANLAYABİLİRİZ. Bu yayın organları güncel haber yapmıyor, Dünyadan habersiz kalıyoruz vs vs diye kendimizi kandırmayalım.

Doğru şeyler yapabilmemiz doğru kararlar almamıza, doğru kararlar alabilmemiz ise madyayı eleştirel bir gözle okumamıza; medyadaki manipülatif ve provakatif amaçlı yayınları anlamamıza bağlıdır.

Takip ettiğimiz medyaya yukarıdaki kuralları uygulayalım. Bizi aldatıyorsa, bizi sahte gündemlerle oyalıyorsa, ancak 50-60 kişiyi doğrudan ilgilendiren haberleri bile sanki ana gündemmiş gibi sabah-akşam gözümüzün içine sokarak gerçekleri görmememizi sağlayan, inançlı insanların inanç, duygu ve düşüncelerini İSTİSMAR EDEN, GAZA GETİREN, DUYGULARIYLA OYNAYAN, DEĞERLERİNİN AYARLARIYLA OYNAYAN DOST YÜZLÜ medyayı bilelim, ikinci bir defa ısırılmayalım. Basiret, Feraset, Hikmet sahibi olma yolunda KAD’yi bir beceri olarak öğrenelim, yaşam tarzı haline getirmek için tamamen içselleştirelim.

Bu kritik etmeye çalıştığımız haber ve haberi verme örneklerinde ( haberi doğru kabul ettiğimiz takdirde bile ), haberin veriliş veya verilmeyişinde, nereden ve nasıl verildiğinde, hangi başlık ve alt başlık ve yorumlarla verildiğinden hareketle, aslında okura verilenin “haber” olmadığını, tamamen bir “mesaj ve algı oluşturma” faaliyeti yapıldığını açıkca görmüş olduk.

Unutmayalım ki, her türlü (yazılı, görsel, sanal vs.) medya sadece “haber verme kaynağı” değil, çoğunlukla “kitleleri ikna ve manipülasyon sanatıdır”.

evetama