[vc_row][vc_column][vc_column_text]California Düşünme Ölçeği’ni geliştiren Dr. Peter Facione:
Cehaletin tahakkümünden kurtulmak için tek ve en iyi umudumuz kritik düşünmedir.
Yeni Zelanda Waikato Üniversitesi Rektör Yardımcısı Dr. Tracy Bowell:
Hakikati kavrama ve hakikat sonrası erdeme ulaşma yolunda kritik düşünce her zaman önemli olacaktır.
Dr. Takamül Büber:
Kritik düşünme yeteneğini geliştirmek isteyen her insan hak ve hakikati doğru şekilde anlama yolunda önemli bir adım atmış olur.
29 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Ayhan Çitil:
Akademiye giren her insan kritik ve analitik düşünmenin tekniklerini öğrenmek durumundadır.
İlki Sakarya Üniversitesi’nde 2015 yılında gerçekleştirilen, ikincisi ise 27-28 Nisan 2018 tarihlerinde İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenen Uluslararası Kritik ve Analitik Düşünme Sempozyumu, yurt içi ve yurt dışından birçok bilim adamını bir araya getirdi.
Akademik Platform, Kritik ve Analitik Düşünme (KAD) Platformu, İstanbul Üniversitesi ve Sakarya Üniversitesi tarafından birlikte organize edilen sempozyumun tebliğlerin sunulması kısmı, İstanbul Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi’nde 27 Nisan 2018 Cuma günü gerçekleştirildi. 28 Nisan Cumartesi günü ise kritik ve analitik düşünme üzerine çalıştay gerçekleştirildi.
Sempozyumun açılışında konuşan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, İkincisi düzenlenen Uluslararası Kritik ve Analitik Düşünme Sempozyumu’na ev sahipliği yapmaktan dolayı çok bahtiyarız. Bizi eleştirel düşünme konusunda girişimde bulunmaya sevk eden gerçek; bireyin uygun bir yüreklendirme ve eğitimle kendi başlarına düşünmeyi öğrenebileceği, rasyonel bakış açıları oluşturabileceği, makul sonuçlara ulaşabileceği, mantıklı ve tutarlı düşünebileceği, birbirini sağduyu ile ikna edebileceği ve daha makul hale gelebileceğine olan inancımızdır. İstanbul Üniversitesi olarak tüm birimlerimizin ortak çabası, entelektüel dürüstlük, tevazu, nezaket, empati, adalet anlayışı ve muhakemeye dayanan düşünme gibi entelektüel erdemleri geliştirmeye yöneliktir. Sempozyuma iştirak eden meslektaşlarıma ve eleştirel düşünürlere teşekkür ediyorum” dedi.
Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas ise “İnce ve zekice bir anlayış ihtiva eden eleştirellik, entelektüel kriterlerin ve standartların ete kemiğe bürünmesidir. Sakarya Üniversitesi olarak sistematik bir şekilde düşünmeyi geliştiren ve buna bağlı olarak düşünerek sorgulamayı, entellektüel bağımsızlığı ve gerekçeye dayanan farklılığı ödüllendirerek; eleştirel ve analitik düşünmeyi kampus yaşamının mihengi haline getirmek için gayret gösteriyoruz. Üniversiteler eleştirel düşünme alanına daha fazla yoğunlaşmalıdır. Biz bağımsız eleştirel düşünme eğitimini programlarına ekleyen Türkiye’nin ilk üniversitelerden biriyiz. Alanında sadece Türkiye’de değil, dünyada öncü olan bu bilimsel etkinliğin, gelenekselleşerek, ülkemizde kritik ve analitik düşünmenin hayatın her alanına uygulanabilmesi için dinamo rolü oynamasını temenni ediyorum” diye konuştu.
Akademik Platform adına kürsüye gelen Dr. Hakan Aslan, ikincisi düzenlenen Kritik ve Analitik Düşünme Sempozyumu’nda Akademik Platform olarak gerek hazırlık sürecinde, gerekse sempozyum döneminde diğer ortaklarla beraber aktif görev ve sorumluluk almaktan duydukları ayrıcalığı ve memnuniyeti ifade etti. Kritik ve analitik düşünmeyi sebep-sonuç ilişkisi çerçevesinde mantıksal bir sonuca ulaşma olarak tanımlayan Dr. Aslan, analitik düşünmenin kompleks bilgilerin veya kapsamlı veriler içeren yapıların, ana prensipler çerçevesinde temel yapılarına ayrılmalarını içeren mental bir uygulama süreci olduğunu ifade ederken, kritik düşünmenin ise sahici ve gerçek bir sonuca ulaşmak adına bilgilerin dikkatli bir değerlendirme prosesine tabi tutulmalarıyla ilgili bir olgu olduğunu vurguladı.
Dr. Hakan Aslan, “Kritik ve analitik düşünme, analitik boyutuyla bilgilerin ve problemlerin küçük parçalara ayrılmasını anlamlı kılarken, kritik düşünme boyutuyla da farklı kaynakların bütüncül bir yaklaşımla sorgulanmasını, yorumlamasını, test edilmesini, değerlendirilmesini ve sonuca ulaşılmasını temsil etmektedir. Akademik Platform olarak bizler kritik ve analitik düşünmenin; üretebilme yetisinin gelişiminde, kişisel değerlendirme ve duruşun oluşmasında, bilimsel aklın etkinliğinin artırılmasında çok önemli bir rol oynadığına inanmaktayız” dedi.
Akademik Platformun en temel amaçlarından birisinin tüm olası seçenekleri dikkate alarak, kapsamlı bir bakış açısıyla problem çözme ve sonuç üretme becerisine ve karakterine sahip olarak, kritik ve analitik düşünebilen ilim erbabının yetişmesine öncülük etmek olduğunu dile getiren Dr. Aslan, sempozyumun bu amaca dönük çok önemli bir fonksiyonu olacağına inandığını söyledi.
Sempozyumun ev sahiplerinden KAD Platformu Koordinatörü Doç. Dr. Murat Makaracı, “ KAD Platformu eğitim, akademi, kamu yönetimi ve ticaret gibi hayatın her alanında doğru ve sağduyulu düşünmeyi bilimsel olarak yaygınlaştırmayı ve içselleştirmeyi amaç edinerek 21. yüzyılın başında kuruldu. İnsanlığın doğru ile yanlışı ayırt etmekte zorlandığı bir çağda, doğruya ulaşmada kritik ve analitik düşünme sistematiğinin öğrenilmesi bir rehber görevi görecektir. Bu metodu öğrenmek için web sayfamız pedagojik ilkelere göre tasarlandı. Eğer bir kişi sayfadaki materyalleri adım adım çalışacak olursa kritik ve analitik düşünmeyi başlangıç seviyesinden başlayarak ileri seviyelere kadar öğrenebilir. 30’dan fazla üniversitede kritik ve analitik düşünme kulüplerinin kurulması bu alandaki ihtiyacı ortaya koymaktadır. Platformumuz, konferans, sempozyum, çalıştay ve radyo programları düzenlemekte ve gönüllü organizasyonlara danışmanlık yapmaktadır. Ayrıca yabancı dilde yayınlanan makale ve kitap çevirilerini yapmakta ve yayınlamaktayız. Büyük insanlar hayatın anlamını keşfeder ve ona göre bir yaşam haritası oluştururlar. Eleştirel düşünme becerisi arama motorlarında 21. yüzyılın en çok aranılanlar listesinde ön sırada yer almaktadır. Kritik ve analitik düşünme sistematiğinin yaygınlaşması sadece eleştirel düşünmenin gelişmesine katkı sağlamayıp insanların aradığı iç huzur, idrak etmekte zorlandığı varoluş sebebi gibi konularda da insanlığa farkındalık kazandıracaktır. 1984 Nobel Barış Ödülü’nü kazanan Güney Afrikalı rahip Desmond Tutu babasının kendisine ‘Konuşurken sesini değil fikirlerini yükselt’ dediğini aktırır. Hayret ki, asırlar öncesinden 13. yüzyılda yaşayan Mevlâna Celaleddin Rumi ‘Sesini değil, sözünü yükselt! Çiçekleri büyüten yağmurdur, gök gürültüleri değil’ demektedir. Kritik ve analitik düşünmede sesin değil fikirlerin kıymet bulduğu bir sistemdir. İkincisini düzenlediğimiz bu sempozyumla birlikte kritik ve analitik düşünme sistematiği kıymetli ilim insanlarımızın fikirleriyle daha da önemli hale gelecektir. Günün sonunda küçük göletlerimize okyanustan bazı bilgi damlacıklarını doldurabilmeyi diler, katılımcılara ayrı ayrı teşekkür ederim” dedi.
Sempozyumun başında, dünyada eleştirel düşünme konusunda önemli isimlerden biri olan ve California Düşünme Ölçeği’ni geliştiren Dr. Peter Facione’in, 2. Uluslararası Kritik ve Analitik Düşünme Sempozyumu için özel olarak hazırladığı video gösterildi. Dr. Peter Facione, “Kritik Düşünmenin Günümüzdeki Önemi” konulu konuşmasında şu düşüncelerine yer verdi:
“Kritik düşünme becerilerini geliştirmeyi hedefleyen küresel topluluğa hoş geldiniz. Dünyanın her köşesinde, her meslekte, her kıtada ve her ülkede sizin gibi düşünen insanlar olduğunu bilmenizi isterim. Doğru bir şekilde mantık yürütmeyi kendimize ve diğer insanlara öğretmenin bu gezeni paylaştığımız herkese fayda sağlayacağına inanan pek çok insandan biriyim. Bilindiği üzere kritik düşünme, neye inanacağımız veya ne yapacağımız konusunda doğru bir şeklide mantık yürüterek hükümler oluşturmayı sağlayan insani bir süreçtir. Dolayısıyla analiz etme, yorumlama, çıkarım yapma, değerlendirme, açıklama ve en önemlisi öz değerlendirme yeteneklerimize bağlıdır. Ama kritik düşünmeyi motive eden daha önemli bir şey var. Bu, hakikati cesur bir şekilde aramaya, zor sorular sormaya, açık fikirli olmaya, mantık yürütmenin gücüne güvenmeye ve iyi düşünülmüş, akıllıca seçimler yapmaya olan arzumuzdur. Yetenekler önemlidir. Bu yetenekleri hayatımızın her alanındaki problem çözme ve karar verme süreçlerinde uygulayacak tutarlı bir içsel motivasyona sahip olmak da öyle… Kritik düşünme, bu yetenekleri olumlu bir motivasyon ve zihniyetle kullanarak mantıklı bir yargıya ulaşmaktır. Güçlü bir kritik düşünme beceresi geliştirmenin ne kadar zor olduğunun eminim hepimiz farkındayız. Bu hedefe ancak aktif bir katılımla ulaşabiliriz, ezber yaparak değil. Kritik düşünme, kişisel hayatlarımız, öğrenme süreçlerimiz, iş yerlerimiz, toplumsal faaliyetlerimiz gibi çok farklı bağlamlarda ve her gün pratik olarak kullanılmalıdır. Kritik düşünme çok etkili bir güçtür. Zihinlerimizi yanlış düşüncelerden kurtarabilir, sorularımızı bilimsel bir bakış açısıyla ele almamızı, medyanın bize sunduğu iddiaların güvenilirliğini değerlendirebilme kapasitesi kazanmamızı sağlar ve ucu nereye giderse gitsin mantık ve kanıtları takip etmeyi gerektirir. Kritik düşünme, kuşkucu olmadan şüphe duyabilmektir. Kritik düşünme günümüzde ne kadar önem taşıyor? Eğitime dair her şeyin en önemli getirisi diyebiliriz. Batıl inançların, manipülasyonların, cehaletin tahakkümünden kurtulmak için tek ve en iyi umudumuz kritik düşünmedir. İnsanların zihinlerindeki tahakkümlerden kurtulmaları için çabalayanlardan olduğunuz için teşekkür ederim. Ve insanlara kritik düşünmeyi öğreterek, problem çözme ve iyi kararlar verme yeteneklerini güçlendirdiğiniz için de çok teşekkür ediyorum.”
Sempozyumun çağrılı konuşmacıları arasında yer alan “Critical Thinking: A Concise Guide” kitabının yazarı ve Yeni Zelanda Waikato Üniversitesi Rektör Yardımcısı Dr. Tracy Bowell, “Tek Silahımız Hakikat: Kritik Düşünme ve Hakikat Sonrası” konusunda katılımcılara hitap etti.
Kritik düşüncenin insanlığı hakikati araması ve bulması sürecinde önemli bir rehber olduğunun altını çizen Dr. Tracy Bowel, “Hayatı en güzel şekilde nasıl anlamlandırabiliriz? Hakikati en doğru şekilde nasıl anlayabiliriz? Bu mümkün mü? Kaliteyi en ideal şekilde nasıl ortaya koyabiliriz? Gündelik hayatta karşılaştığımız sorunları nasıl daha kolay çözebiliriz? Kritik düşünce işte bu soruların cevaplarını bulmamızda bize rehberlik eder. Bu nedenle okullarda, üniversitelerde kritik düşüncenin öğretilmesi önemlidir. Günümüzde her şey daha az kontrol edilir hale geldi. Yankı odalarımızın nasıl şekillendiği artık düşünmez, önemsemez olduk. Gerçek ile kurgu arasındaki ayrımı yapamaz hale geldik. Hakikati bulmak zor elbette ancak hakikati arama ihtiyacını hissetmez olduk. Bu büyük bir tehlike. Tüm insanlık olarak kritik düşünceyi bir yaşam becerisi haline getirmeliyiz. İnançlar kimliğimizin bir parçasıdır. Derinlerde yatan inançları ortaya çıkarmalıyız. Doğru olanlar ile yanlış olanları kritik düşünme perspektifinde ayırt edebilmeliyiz. Değişime karşı direnç göstermemeliyiz. Eleştirel düşünceye sahip olabilmek iyi motive gerektirir. Sorgulamak kolaydır, doğruya, hakikate ulaşmak ise zordur, emek ister, azim ister. Kritik düşünce bir yaşam tarzıdır, bir yaşam berecisidir. Matematiksel değildir, insani beceridir. Kritik düşünceye sahip olmak aynı zamanda alçak gönüllü olmayı gerektirir, empatimizi artırmayı gerektirir, entelektüel olmayı gerektirir, cesareti gerektirir; sorumluluk sahibi olmayı zaruri kılar. Hakikati kavrama ve hakikat sonrası erdeme ulaşma yolunda kritik düşünce her zaman önemli olacaktır” dedi.
Öğrencilerin kritik ve analitik düşünceyle ilkokulda çağında tanışması gerektiğinin altını çizen Tracy Bowel, “Kritik düşünceyi okul müfredatına koymak, bilginin hızla arttığı ve yaygınlaştığı günümüzde çok önemli hale geldi. Çocuklar doğaları gereği meraklıdırlar. Kritik düşünceyi öğrenirken ve yaygınlaştırırken çocukların bu özelliğinden yararlanılmalıdır. Öğrenciler becerileri okulda öğreniyor ama okuldan çıkınca öğrendiklerini uygulamıyor, araştırmıyor, sorgulamıyor. Hepsinden önemlisi öğrendiklerini yaşam becerisi haline getirmiyor, getiremiyor. Eleştirel düşünme eğitimlerine okullarda erken yaşlardan başlamak ve yaşam biçimi olarak öğrencilere eleştirel düşünmenin öğretilmesi, uygulanması, kullanması yolunda motive edilmesi gerekir. Yeni Zelanda’dan buna bir örnek veremiyorum. Türkiye’deki üniversitelerde kritik ve analitik düşünme kulüplerinin olduğunu biliyorum. Türkiye’nin bu yönde öncü ve lider olması güzel olur” diye konuştu.
Sempozyuma ABD’den çağrılı konuşmacı olarak katılan Dr. Tekamül Büber ise “Karar Verme Sürecinde Mantıksal-Matematiksel Düşünme ve Uygulamalar” konusunda sempozyuma iştirak edenlere hitap etti.
Hak ve hakikatin ortaya çıkması için doğru bilginin önemine değinen Dr. Tekabül Büber, “Doğru bilgi nasıl elde ediliri? Doğru bilgi, hak ve hakikat vardır, açıktır. Hak ve hakikat bilinemez, kavranamaz değildir, mutlaka bilinir, kavranır. Peki hak ve hakikate ulaşmanın yolları nedir? Bu kritik düşünmenin mühim bir parçasıdır. Bunları iyi anlayabilirsek doğruya ulaşabiliriz. Mantık da doğruya ulaşmanın en önemli yollarından biridir. Kesin ve doğru bilgi elde etmenin 3 yolu vardır. Bunlardan ilki selim akıldır. Burada önemli olan akıl ile heva ve hevesin birbirine karıştırılmamasıdır. Mesela iki sayısı birden büyüktür deriz. Bunun böyle olduğuna selim akıl hükmeder. İkinci yol duyu organlarımızdır. Beş duyu olarak biliyoruz. Sağlıklı, sıhhatli olarak bu duyularla elde edilen bilgileri doğru kabul ederiz. Dış dünyamızda olup biten hadiseleri bize bu duyularımız haber verir. Doğru bilgiye ulaşmanın üçüncü yolu da haberi sadık diyebileceğimiz doğru haberdir. Haberin doğru olması mühim bir konudur. Doğru haber de ikiye ayrılır. Bir tanesi mütavatir haberdir. Burada haber verenler o kadar çoktur ki ve çok değişik tabakalardan, mesleklerden insanlar aynı şeyi haber verirler, aynı şeyi söylerler. Bunda da şek ve şüphe yoktur. Misal, tarihte Osmanlı Devleti diye bir devlet olduğunu herkes haber verir ve herkes bunun doğruluğuna inanır. Zira mütevatir şekilde bize bu bilgi ulaşıyor. Ben görmesem de buna inanırım. Doğru haberin ikinci kısmı ise mucizelerle teyit edilmiş, nebi ve resul olduğu kesinleşmiş muhterem zatların tek başlarına da olsa verdikleri haberdir, ilahi mesajdır. Bunlar kesin doğrudur. Peygamberlerin gösterdiği mucizeler de bilginin doğruluğunu teyit eder. İşte bu üç yolla doğruya, hakikate ulaşılabilir. Düşünen, aklını doğru kullanabilen her insan aklın hükümlerinin üçe ayrıldığını da çok kolay bir şekilde anlayabilir. Kritik düşünme yeteneğini geliştirmek isteyen her insan hak ve hakikati doğru şekilde anlama yolunda önemli bir adım atmış olur” dedi.
Sempozyumun bir diğer çağrılı konuşmacısı ise 29 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Ayhan Çitil oldu. “Matematik ve Metafizik” kitabının yazarı Doç. Dr. Çitil, “Eleştirel Düşünme ve Akademide Kendini Gerçekleştirme Süreci” konusunda yaptığı konuşmada şu görüşlere yer verdi:
“Eleştirel düşünme ile akademik şahsiyetin oluşumu arasında ciddi bir bağ vardır. Akademik şahsiyette, kendini gerçekleştirmede eleştiren düşünme önemli bir yer teşkil eder. Eleştirel düşünmenin temelini oluşturan kritik kavramı Antik Yunanca’da çizgi çizmek, sınır çizmek anlamına gelmektedir. Kritik etmek demek bir şeyin sınırlarını belirlemek demektir. Eleştiri deyince farklı anlamlar zihnimizde canlanıyor ancak esasında eleştirel düşünme sınırları, kriterleri belirleyerek düşünmektir. Gerek akademik hayatta gerekse normal hayatta insanlar sürekli birbirlerini etkilemeye çalışır. Sahip olduğu görüşleri karşı tarafa kabul ettirmeye uğraşır. Muhatabımızı ikna etmek isteriz. Belirli davranışlara yönlendirmek, davranış değişikliği oluşturmak isteriz. Siyasetçiden akademisyene, film senaristinden bir köşe yazarına kadar toplumun tüm kesimleri muhatabını etkilemenin, kritik çizgilerini belirlemenin derdindedir. Burada önemli olan, bu etkilerle nasıl etkileşeceğiz, nasıl tepki vereceğiz meselesidir. Eleştirel düşünmenin ortaya çıktığı bağlam, bu etkilenme ve sorgulama süreçleridir. Bize sunulan söz ya da metin, ortaya koyduğu öncüllerden varmak istediği sonuca varabiliyor mu, bunu fark etmeliyiz. Bu etkinin sınırlarını çizilmesi eleştirel düşünmenin, kritik düşünmenin özünü oluşturuyor. Eleştirinin bağlamı etki alma düzeyinde ortaya çıkıyor. Bize yönelen etkiyi alıp nereye koyduğumuz önemlidir. Bize sunulan bir fikri red mi ediyoruz, yok mu sayıyoruz, kabul mu ediyoruz; bu, kişinin eleştirel düşünme beceresine göre şekillenir. Kritik ve analitik düşünme diyor ki, bir etkiyle karşılaştığınızda önce onu anlamaya çalışın, akabinde sorgulayın, kritik edin ve nihayetinde analiz ederek çıkarımlarda bulunun, kararınızı verin.
Sorgulamadan önce anlamak gerekiyor. Burada kavramların önemi ortaya çıkıyor. Muhatap olduğunuz bir konuyla ilgili zihninizde belirli bir kavramınız yoksa karşılaştığınız şeyi bireyselleştirip farkında varıp karşınıza koyamazsınız. Kavradığınız şeyin karşılığını tecrübenizle ayır edebilmenizden ancak söz edebiliyoruz. Önce kavram, sonra bir şeyi fark etmek. Kavramlara sahip değilseniz gerçeklikte veya bir metinde bir şeyleri görseniz de size bir şey ifade etmez. Kavramlara sahip olmak yeterli mi, elbette değil. Bir kişi bir sözü söylerken veya metni yazarken bir bağlamda bunu yapıyor. Tarihsel bağlam, akademik bağlam, sosyolojik bağlam vs. Bir metni okuduğumuzda bunun hangi bağlamda yazıldığını kavrayamazsak konuyu anlayamayız. Bir bağlama oturtma problemi eleştirel düşünmenin çözebileceği alanlardan, sorunlardan biridir. Bir şeyin bağlamını fark etmediğinizde gerçekte size ne söylendiğini anlamanız güçleşir. Özellikle ikna amaçlı metinlerin iyi analiz edilmesi gerekir. Mantık burada öne çıkmaktadır ve önemi giderek artmaktadır.
Akademiye giren her insan kritik ve analitik düşünmenin tekniklerini öğrenmek durumundadır. Her şeyi olduğu gibi kabul ediyorsanız akademide bir işiniz yoktur. Sizinle birlikte akademide, bir alanda ne değişti, önemli olan yer burasıdır. Bilimsel bilgi ve diyalektik bilgi ayrımını iyi yapabilmeliyiz.”
Akademisyen ve uzmanlar tarafından 30’a yakın tebliğin sunulduğu sempozyumda kritik ve analitik düşünme perspektifinden ‘Nitelikli Yaşam Değerleri’ , ‘Mantık ve Zihin Dünyamız’, ‘Dini İlimler ve İnsan’, ‘Ekonomi ve Finans’, , ‘Örgün ve Yaygın Eğitim’, ‘Sağlıklı Yaşam ve Sağlıklı Beslenme’, ‘Sanayi ve Teknoloji’, ‘Yaşam Alanları ve Mimari’ ve ‘Yazılı ve Görsel Medya’ başlıklı konular masaya yatırıldı.
Sempozyumda, “Ana Haber Bültenlerinde Yayınlanacak Haberlerin Seçimi İçin Kriterlerin ve Kriter Ağırlıklarının Belirlenmesi”, “Dizilerin Toplumsal Yapıya Uygunluk Kriterlerinin Çok Ölçütlü Karar Verme Yöntemi ile Belirlenmesi ve Ağırlıklandırılması”, “Değişen Yeni Eğitim-Öğretim Müfredatındaki ‘Eleştirel Düşünme Becerileri’ Merkezli Kazanımlar”, “Postmodern Toplumun Artan Narsisist Yapısının Kritik Analitik Düşünce Perspektifinden İncelemesi”, “Eleştirel Düşünme ve Duygusal Zeka Kapsamında Girişimci Kişilik Özellikleri Arasındaki Önceliklerin Analitik Ağ Süreci Yöntemi İle Belirlenmesi” başlıklı tebliğler dikkat çekti.
Sempozyumla, kritik ve analitik düşünmenin anlaşılması, yaygınlaştırılması ve sistematiğinin oluşturulmasına katkıda bulunulması amaçlandı. Sempozyumdan çıkan sonuçların bilimsel veriler ışığında bilim çevreleri ve tüm ilgililerle paylaşılması hedefleniyor.
Sempozyumu değerlendiren KAD Platformu Koordinatörü Doç. Dr. Murat Makaracı, “Kritik ve analitik düşünme, yargı ve eylemlerimizi etkileyen düşünme yapımızın gözden geçirilmesine, çabuk etkilenen, yüzeysel, sıradan olabilen mevcut yapısından çıkarılıp, derinlikli, çok yönlü ve sistemli bir hale getirilmesine katkı sağlıyor. İkincisini düzenlediğimiz sempozyumla kritik ve analitik düşünme perspektifinden hayata ayna tutmayı, kritik ve analitik düşünmenin hayatın içindeki izdüşümlerini göstermeyi amaçlıyoruz. Sempozyumun, kritik ve analitik düşünme sistemini hayat tarzı haline getirerek, sağlıklı düşünme metodu geliştirip, bu doğrultuda kararlar alabilen, her türlü iç ve dış etkilere rağmen evrensel değerler ışığında, bilinçli ve nitelikli hayat sürme çabasında olan bir toplum inşasına katkı sağlamasını umuyoruz” ifadesini kullandı.
Sempozyumla ilgili görüşlerini paylaşan Akademik Platform Başkanı Prof. Dr. Naci Cağlar ise “Akademik Platform olarak fayda üretmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla ulusal ve uluslararası düzeyde birçok akademik çalışma yapmak ve bu tür çalışmalara destek olmak istiyoruz. Bu kapsamda organize ortağı olduğumuz sempozyumlardan biri olan Uluslararası Kritik ve Analitik Düşünme Sempozyumu’nun bizim nazarımızda ayrı bir yeri ve önemi var. Sempozyumu, kritik ve analitik düşünme çerçevesinde çalışmalar yapan paydaşların bir araya gelmesi ve birlikteliklerin pekişmesi bakımından önemli bulmaktayız. Sempozyumla kritik ve analitik düşünme literatürünü zenginleştirici çalışmaların hız kazanacağını düşünüyoruz. Literatüre katkı sağlayacak şekilde sempozyumun sonuçlarını bilim çevreleri ve tüm ilgililerle paylaşacağız” açıklamasında bulundu.
Uluslararası Kritik ve Analitik Düşünme Sempozyumu’nun ilki 2015 yılında Sakarya Üniversitesi’nde düzenlenmişti. Sempozyumda kritik ve analitik düşünme perspektifinden ekonomi, finans, mühendislik uygulamaları, teknoloji, mimari, sanat, edebiyat, eğitim, siyaset ve uluslararası ilişkiler, yazılı, işitsel ve görsel medya gibi birçok konuda tebliğler sunulmuştu.
E-posta: [email protected]
Web : www.iscat.info
Akademik Platform
Kritik ve Analitik Düşünme Platformu