[:tr][vc_row][vc_column][vc_column_text]Haber hazırlanırken, en dikkat çekici olanı seçme ve kullanma işine, “kanca atmak” denir. Haberin izlenilebilirliğini artırmak veya haberle kitleleri yönlendirebilmek için haberin yapımında kullanılan en önemli tekniklerden biridir.

Muhabir başlangıçta en önemli ve öz bilgiyi sunarak okuyucunun dikkatini habere çeker, ilgi uyandırır ve en önemli kısımları yakalamasını sağlar. Yani hem hazırladığı habere daha çok müşteri çekmiş olur, hem de haberin bütününü gösterecek bir portreyi okuyucuya en başta aktarmış olur. Bu kalıp hedef kitle açısından da önemlidir, çünkü okuyucu (veya izleyici) haberin herhangi bir noktasında okumayı bıraksa bile, haberin en önemli kısımlarını öğrenmiş olur. Bu açıdan bakıldığında okuyucu için faydalı olan bu yöntem bazen de propaganda aracı olarak kullanılabilmektedir.

medyakritigi_anlamli_sorularla_sorgula-bmp     Örneğin, bir röportaj yapılır çok fazla konu konuşulur ama içlerinden en aykırı en sansasyonel ve bazen de yanlış anlaşılmaya müsait olan bir cümle cımbızla çekilerek başlık haline getirilir. Sanki o röportajı yapan kişi sırf o tezi savunmak için o konuşmayı yapmıştır gibi bir algı oluşturulabilir. Başlıkta veya haberin özetinde öne çıkarılan kısmın propagandası yapılmış olur.

Başlık ve Giriş Cümlesi: Bir haberin en önemli ve ayrıntılarına götüren kısımlarından biri, etkili bir başlık ve giriş cümlesidir. Başlık; özellikle habere olan ilgiyi öne çıkararak, okuyucuyu ateşleyici ve merak uyandırıcı ifadeler kullanarak haberin okunulurluğunu artırmayı amaçlamaktadır. “Hükümetten sürpriz çıkış”, “gündemi sarsacak iddia” gibi.

Giriş cümlesi ise, bir habere konu olan olayın en önemli yanını kısa ve etkili bir şekilde dile getiren kısımdır. Genellikle haberin ilk cümlesi, bazı durumlarda da ilk iki cümlesi olabilir.

Normal okurlar işin doğası gereği, çoğu haberin başlığını okuyup geçer. Haberin içeriğini okuyan birçok okur ise, haberle başlık arasındaki büyük ayrışmayı gözden kaçırır. Bazen manşetin sadece reyting kaygısıyla abartıldığını düşünür. Oysa ki gerçekte medya, okurun en çok manşet ve başlıklardan etkilendiğini ve algılarını yapılandırdığını çok iyi bilir. Bu sebeple haberin içeriğini doğruya yakın verse bile, manşetin diliyle oynayarak veya manşette çarpıtılmış bir bilgi sunarak yapacağını yapmış olur.

Mesela, aşağıdaki linklerde verilen haberin eğer ayrıntılarına göz atmaz veya haberle başlık arasındaki farkı sorgula(ya)maz isek, gerçekte olanın tam tersi bir algıyla yönlendirilmiş ve dolayısıyla aldatılmış oluruz… Haberin içeriğine bakan ve manşetiyle kıyaslayabilen okur ise (bir hukukçu olmasa bile), gerçeğin başlıktaki gibi olmadığını fark edecektir.

İlgili haber örneği için bu makaleyi inceleyebilirsiniz: http://www.kritikanalitik.com/wp-content/uploads/2014/02/Mansetten_Vurulmak.pdf

      Odak Noktasının belirlenmesi: Haber hazırlanırken, haberde anlatılacak olayda bir odak noktası saptanması gerekir. Düşünün ki, muhabir olarak bir evin üç saatlik bir zaman dilimi içinde yanarak kül oluşuna tanıklık ediyorsunuz. Bu üç saatlik dilimde olup bitenlerden hangisine odaklanacaksınız? İtfaiyecilerin yoğun ve fedakârca gayretlerine mi? Feryat eden ev sahibinin çırpınışına mı? Yanan milli servete mi? Evin kundaklanmış olma olasılığına mı? İçeride yanarak can veren kedinin pencere önündeki dramatik görüntülerine mi? Yangının çevreye verdiği zarara mı? Yangının çıkış sebebine mi? Yangının dehşet verici görüntüsünden korkan çocukların durumuna mı? Bunların her biri ayrı bir haber olabilir. Muhabir olayda, izleyici veya okuyucunun dikkatini çekecek bir nokta yakalayarak buna odaklanır. İşte bu süreç, haberde bazen daha önemli boyutların geri planda kalmasına sebep olur. Örneğin, yangın esnasında içeride yanarak can veren bir kedinin dramatik görüntüleri varsa ve muhabir bu dramatik sahneleri kanca atmak için tercih ettiğinde, daha önemli boyutları (kundaklanma olasılığı, cinayet vs.) geri planda kalmış olabilir.

Haber hazırlanırken, haberin bir kısmının öne çıkarılması ile haberin izlenilebilirliğinin arttırılması yani reyting sağlanması amaçlanabilir veya kitlelerin öne çıkarılan konuda yönlendirilmesi – o yönde algı oluşturulması amaçlanabilir.

1. Reytingi artırabilmek amacıyla kullanılması: Haberlerde bazı konular ön plana çıkarılarak haberin reytingi, tıklanma/okunma ihtimali arttırılabilmektedir. Duygusal yönünü ön plana taşımak, çatışmayı körüklemek, felaket tellallığı yapmakveya belirli coğrafya ve bölgelere odaklamak gibi. Bu yöntemler hakkında detaylı bilgi “Haberin Kurgusal Yönü ve Otosansür” makalesinde dile getirilmişti.

2. Kitlelerin bir konuda yönlendirilmesi, istenilen yönde algı oluşturulması için kullanılması: Bu şuna benziyor: Diyelim ki, ikisini de çok sevdiğiniz karı koca olan arkadaşlarınız arasında sorun var. Ayrılmalarını istemiyorsunuz. O zaman her ikisinin de bildiğiniz olumlu taraflarını öne çıkararak, çocuklar varsa, aile ortamında büyümesinin önemine dikkat çekerek barıştırmaya çalışabilirsiniz. Ama ikisinden birini sevmiyorsanız, ya da evlilik kurumuna karşıysanız, yine iyi bildiğiniz olumsuz taraflarını ve anlaşmazlık konularını öne çıkarıp, çocukların mutsuz ortamda büyümesindense ayrılmalarının hem kendileri için daha iyi olacağına, hem de çocuğun anne veya babadan birinin yanında daha huzurlu olacağına ikna edebilirsiniz. Her iki durumda da, onları çok iyi tanıyan ve onların en doğru olanı yapmalarına destek olan iyi arkadaş olabilirsiniz. Medya da bu dostluk dilini kullanabilir. Bilgi paylaşma veya yardımcı olma görüntüsü altında herhangi bir sorun veya olay hakkında kendi planlarının, düşüncelerinin bu sorunun çözümü olduğu konusunda takipçilerini ikna etmeyi dener, takipçileri de medyanın fikirlerini artık kendi görüşleri olarak samimiyetle ve gayretle savunarak farkında olmadan o görüşe hizmet eder hale gelirler

İyi bir eleştirel medya okuryazarı, medya iletilerindeki hem öne çıkarılan yerleri hem de gizlenmeye çalışılan yerleri fark etmeye çalışmalıdır. Haber manşetlerinin ve giriş cümlelerinin özenle seçildiğini bilmeli; ayrıca haberde öne çıkarılan (kanca atılan kısımdan) başka önemli kısımların da olabileceğini aklından çıkarmamalı, algılarını yönetmeye çalışanlara fırsat vermemelidir.

Kaynaklar:
1. Eleştirel Medya Okuryazarlığı. Abdurrahman Şahin. Anı Yayıncılık (2011)
2. Algılama Yönetimi. Ali Saydam

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][:]

evetama